Kayıtlar

Bazı İnsanlar Merhem Gibidir.

 ~BAZI İNSANLAR MERHEM GİBİDİR.ACINA SÜRERSİN İYİLEŞTİRİR~ Matbaadan çıkıp tüm elektrik direklerine ve ağaçlara kayıp ilanlarını yapıştırmaya başlamıştı yaşlı adam... -"Oğlumu arıyorum. Tam beş yıldır kayıp. 170 cm boylarında. Kaşında derin bir yara izi bulunan biri.Kumral ve sağ eli bileğinden kesik. Ve çenesinde belirgin bir beni var. Gözleri ise yeşildir. Bulanların yada görenlerin aşağıda yazdığım numaraya ulaşmalarını önemle rica olunur-"yazıyordu ilanda... Belki bin kadar ilanı şehrin bir başından bir başına görülebilecek her yere yapıştırmıştı Nafis bey... Üç gün sonra ise evin telefonu çaldı. Açtığında ise tereddütle konuşan bir  genç adamın aradığını anlamıştı... -" Efendim ben adımı bilmiyorum.Sanırım bir kaza geçirdim. Ve hiçbirşey hatırlamıyorum.Ama kayıp ilanlarınızı gördüm. Ve tıpkı beni tarif ediyordu o ilanlar.Belkide siz benim babamsınız... -" dediğinde, Nafis bey heyecanla buluşmak istediğini söyledi genç adama. Ve bir saat sonra şehrin orta yerind...

Sana Bahar Getirdim

 ~SANA BAHAR GETİRDİM !.. ~ O gün eli kesildiği için gittiği hastahanede,bekleme koridorunda doktoru beklerken, az ilerisinde oturan  kızla gözgöze gelmişti biranda... İçi titredi.Biran birdaha göremem korkusuyla duvarın arkasında durup nefesini tuttu.-"Biraz cesaret-" deyip yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.Yanına vardığında, - "Hanımefendi lütfen beni yalnış anlamayın.Okadar güzelsinizki...-"demiş ve güzel bir sohbete başlamışlardı... İkiside fazlasıyla etkilenmişti birbirinden.. Genç adam, Uzun uzadıya yaptıkları sohbetin ardından-" Bir kahve içebilirmiyiz? - "diye sorduğunda.Genç kız o an herşeyi unutup, bacaklarına örtülü şalı eline alıp ayağa kalkmak istedi.Fakat büyük bir  acı çektiği mimiklerine yansımış, hemen istemsizce tekrar yerine oturmuştu... Sonrada elindeki maskeyi yüzüne takıp, -"Ben yarım bir kızım.Üstelik çok hastayım... Biran bana herşeyi unutturdun ama,sana eşlik edecek durumum yok-" deyip gözyaşlarına boğulmuştu.İçi acımıştı ge...

Engelli Yürek

 ~ENGELLİ YÜREK~ O gün bir haber aldık. Sonrasında ise babam ve annem,memlekete çok sevdikleri, kardeş gibi gördükleri bir akrabamızın cenazesine gittiler alel acele.Ablam, ben ve küçük kardeşim kalmıştık evde. Gittikleri yer çok sapa bir köy müş. Ve orada da telefon çekmezmiş.Gittiklerinin ikinci günü evi aradı babam. Kesik kesik birkaç cümle kurdu. Tek anlayabildiğimiz, iyiliğin gizli yapılanı makbul olduğu için herkesten gizlediği, fakir bir adamcağız varmış babamın  yemek götürdüğü. Hergün ona yemek götürmemi istemişti benden.Sadece yemek götürmem ve adres konusunda bir iki kelime duyduk hepsi buydu. Ne kadar arasakta tekrar ulaşamadık sonra babama. Ablamın, anne babamın yokluğunda işi başından aşkın olduğu için bu görev bana kalmıştı. O adama dair tek bildiğimiz anne babamın odasındaki sehbanın üzerindeki adresti. Ablamın verdiği o yemek tepsisiyle söz konusu eve gittim. Adam pek bir huysuz, kendini beğenmiş, üstelik ne desem bağırıp çağırıyor... Hoş geldin demek yok. Aya...

Birgül

Resim
 ~BİRGÜL~  Biranda başı dönmüş, isremsizceyola atmıştı kendini. Ve çokta hızlı gitmeyen araba çarpmıştı Birgül'e. Çiçek sepeti ise aracın farını kırmış. Kendi canının değilde, verdiği zarar'ın korkusuna kapılmıştı o anda hemen... Arabadan inen genç adama bile bakmadan, -"Vallahi istemeden oldu. Başım döndü. Ne yana gittiğimi bilemedim.Zararımı öde dersen, inan olsun daha siftah bile yapamadım. Zengin birine benziyorsun. Ne olur bu defalık affet-" dediği an ise  gözgöze gelmişlerdi... Diğer araçlar korna çalarken beklemekten sıkıldıkları için, Ferhan yola dökülen çiçekleri toplayıp sepete koymuş, sonra da telaş içinde olan genç bayanı sakinleştirip hiçbir borcu olmadığını söylemişti içtenlikle gülümseyerek... Daha fazla konuşmak, tanışmak istesede Birgül'le aracıyla yolu kapattığı için diğer şöförler sinirlenmeye başladığı için, aracına dönmek zorunda kalmıştı... Ama Birgül' ün yürüyüp gittiği sokağıda aklına kazımıştı. Ertesi gün o   sokağa girdiğinde ise bir ...

Nefes Al

Resim
 ~NEFES AL! ~ -"Tedavimi sonlandırmak istiyorum doktor-" dedi gözyaşlarıyla... Düpedüz ölüme yürümekti onunkisi. Aysel hanım iki evladından birini tedavi masraflarını karşılayamadığı için, yakalandıkları hastalığa  kurban verdikten sonra iyice bocalamaya başlamıştı... Yeşil kartı kendi hastalığının masraflarını ödeyebiliyordu ama, evladı için aynı şey söylenemezdi. Günden güne eriyordu oğlu Umut gözleri önünde... Ve trafik kazasında ölen rahmetli eşi ve hastalığından dolayı da bir evladını toprağa koyduktan sonra Umut'un ölümünü izlemek öyle zor gelecektiki yüreğine... Genç doktor Tülin hanım, Aysel hanım'ın elini tuttu o an. Ve Umut'un bu hayatta en çok sevdiği şeyleri söylemesini istedi nedense. Sakinleştirmekmi istiyordu hastasını?  Şaşırmıştı çaresiz kadın... Ne alakası vardı ki? Oğlu ölmeden, kendisi ölüme yürümek istiyordu sadece...Oğlunun ölümünü izlemek istemiyordu. Ve çok umutsuz du. Ama genç doktorun ısrarla sorduğu şeyi söyledi en sonunda...  -"Biz...

ANNE DÜŞERSE

Resim
  ANNE DÜŞERSE... ~ Doktor, annesinin o ölümcül hastalığa yakalandığını söylediğinde yüreği titremişti küçük Zeliha'nın. Önce saçları dökülecek, sonra gitgide halsizleşecek, sonra günden güne eriyip gidecekti. Ne ilaç, ne bir tedavi... Hiç bir çaresi yoktu bu hastalığın. Tek bir mucizevi ilaç önermişti doktor. Oda tıbbi bir ilaç olmayan sevgiydi... Hayattaki tek varlığı annesini hayatta tutabilmek için mahalle berberinden ödünç aldığı makinayla aynanın karşısında sıfır numara traş ettikten sonra kendisinin saçlarını kazıdı, içi kan ağlasa da gülümseyerek. Güçlü olmaya çalıştı. O düşerse annesi de düşecekti çünkü. Önce kendisi hayat dolu olmalıydı. Sonra bunu annesine aşılayacak, hayata tutunmasını sağlayacaktı böylelikle... Bir an bile gülümsemesini bırakmadı o günden sonra. Annesi ne zaman hastalığına dair ilaçlarını içecek olsa dolabın üzerindeki vitamin ilaçlarından bir tane de kendisi içiyordu annesine eşlik ederek. Acılığına bir türlü alışamadığı bu ilaçları içerken yüzünde i...

İNSAN KANADIĞI YERDEN İYİLEŞİR

Resim
  Nenemin ortanca torunuyum. Tüm torunlarını sevdiği gibi benide çok sever benim tonton nenem. Ve yaşı seksen olduğu halde bizimle vakit geçirmekten okadar hoşlanırki... Aynı evde yaşıyoruz. Ve hepimizin baştacı, yaşayan çınarımızdır... Saygıda kusur etmediğimiz gibi oda bize öyle sevgiyle davranır... Çoğu zamanda ben elinden tutar dışarı çıkarırdım nenemi. Bazen pastahaneye, bazen ise bir çay bahçesine götürürdüm.Fakat bir gün birşey farkettim. Biraz kalabalığın olduğu yere adımını atmak istemiyor, -"Ahmedim başka yere gidelim nolur-" deyip beni başka bir çay bahçesine çekiştiriyordu... Tiyatroyu çok sevdiğini bilirdim. Ona bir hediye alacaksam muhakkak tiyatro oyununun olduğu bir video kaset olurdu. Kasedi hediye ettiğim günün akşamı ise hep gözyaşlarıyla içli bir halde izlerdi tiyatroyu. Videodaki oyun komik bir oyun olsada yinede ağlamasına hep şaşırırdım. Sorduğumda ise, "yaşlılıkta insanlar hassas olurlar evladım-" diye geçiştirirdi lafı. Çok defa göğsünü eli...