Kayıtlar

Milattan önce 4 bin yılında yaşayan Sümer Medeniyetinden elde edilen...

  Milattan önce 4 bin yılında yaşayan Sümer Medeniyetinden elde edilen tabletlere göre, Rahibelerin mabetlere gelenlere seks yaptığı, daha sonra bu Rahibelerin başlarını örtmesinin dinlere geçtiği iddiası? Serkan Koç / Kam Film, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile Sümer Medeniyeti hakkında 8 bölümlük bir dizi video çekmiş. Serinin tamamını izlemenizi tavsiye ediyorum. İlgili link adresini paylaşımdan sonra sizlerle paylaşacağım. Muazzez İlmiye Çığ: “Sümer inanışından pek çok şeylere, daha sonraki dinlere geçmiş olduğunu görüyoruz. Mabette büyük bir kadın Rahibe sınıfı var. Bu sınıflarda sihir yapan, rüya tabiri yapan kadınlar var. Bu arada genel kadın rolü yapan kadınlar var. Yani orada seks yasak değil, seks yapabiliyor Rahibeler gelenlerle ama onlar para almıyorlar. Yani onlar her şeyin Allah’ın Tanrının görevini yapıyor diye kabul ediyorlar. O bir kutsal görev olarak kabul ediliyor. Burada belki de yani orada seks’i öğretiyorlar. Hatta orada şeyler var eşcinseller bile var mabetle

ÖLMEDEN ÖNCE PİŞMAN OLUNAN 5 HATA

  ÖLMEDEN ÖNCE PİŞMAN OLUNAN 5 HATA 1. "Keşke başkaları için değil kendim için yaşasaydım." Birçok kişi, son anlarında kendi hayallerinin peşinden gitmemiş olmanın, sürekli ailelerini ve sevdiklerini mutlu etmeye çalışmanın üzüntüsünü yaşıyor. 2. "Keşke bu kadar çok çalışmasaydım." Ölümün eşiğine gelen insanlar genelde hayatlarının çalışmakla geçtiğini, kendilerini ve sevdiklerini ihmal ettiklerini düşünüyor 3. "Keşke duygularımı ifade edecek cesaretim olsaydı." Hayatını duygularını ve isteklerini bastırarak geçiren insanlar, son anlarında bunun pişmanlığını yaşıyor. Birçok kişi, bu nedenle yaşadıkları hayal kırklıklarını, biten ilişkilerini hatırlıyor. 4. "Keşke arkadaşlarımla bağımı koparmasaydım." İnsanlar zamanla biten arkadaşlıklarını hayatlarının son günlerinde hatırlıyor ve arkadaşlarına duydukları özlem artıyor. 5. "Keşke daha mutlu olabilseydim." Günlük hayatın koşuşturmacasında mutluluğu genelde aramayan insanlar, ölmeden önce

DÜRÜST 😊 ORMANCI

Resim
  DÜRÜST ORMANCI Birgün ormancının biri dalları nehrin üzerine sarkan ağacın dallarını keserken baltasını suya düsürür. - "Aman Allah'ım" diye bağırdığında bir peri belirir ve - "Ne diye bağırıyorsun?" der. Ormancı baltasını suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler. Peri suya dalar ve elinde bir altın balta ile tekrar belirir. - "Baltan bu muydu?" diye sorar. Ormancı "hayır" diye cevaplar. Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar: - "Baltan bu muydu?" Ormancı yine "hayır" diye cevaplar. Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar: - "Baltan bu muydu?" ormancı "Evet" der. Ormancının dürüstlüğü perinin çok hoşuna gider ve baltaların üçünü de kendisine verir. Ormancı mutlu bir şekilde evine döner. Bir zaman sonra ormancı eşiyle birlikte nehir boyunca yürürken karıs

Atatürk, Mayıs 1935'te Amerikalı gazeteci Gladys Baker'a verdiği bir röportajda

, “Barışı korumak için tedbir alınması mümkün müdür?” sorusuna 7 madde şöyle cevap vermişti. 1- İnsanlığa sürekli barışın önemini anlatmak için uygar ulusların ortak teşkilat yapmaları gerekir. 2- İnsanlığın kalbindeki ve kafasındaki geçmişten gelen düşmanlık duygularını silmek için her ulusun yüksek aydınları elbirliği ile çalışmalıdır. 3- İnsanlığın genel refahını sağlayıp dünyada aç ve sefil zümreler bırakılmamasını bütün insanlığın ortak amacı gibi gören uluslararası modern tedbirler alınmalıdır. 4- İnsanların kin ve hırs gibi olumsuz düşüncelerden kurtulması, onun yerine insanlığın büyüklüğü düşüncesi ve bu büyüklüğü sevme esası yerleştirilmelidir. 5- Tarih boyunca savaşların yarattığı yıkımlar ve felaketler genç kuşaklara anlatılmalıdır. 6- Bütün bu tedbirler insanlığı asıl insanlık düzeyine çıkarmaya yönelik tedbirlerdir. Şüphesiz bu amaç biraz zaman ister. Bunun için uygar ulusların aydınları birbirlerini arayıp bulmalı ve ortak kararlar üzerinde ortak çalışmalar yapmalıdır. 7-

Eşek bir kör kuyuya düştü...

  Eşek bir kör kuyuya düştü... Kuyunun başına toplananlar “Nasıl düştün böyle?” diye seslendiler... Eşek yanıtladı: “Eşekliğimden...” “Nasıl yaptın eşekliği?..” “Bakmadık, görmedik, anlamadık yani...” “Seninki de tam eşeklik ama... Biraz bakmaz mı adam nereye gidiyorum diye?.. Baktın önünde karanlık var, düşmeyeceksin...” * Eşeği kurtarmaya karar verdiler... Ama düşmek kolaydır da çıkmak zordur kör kuyulardan... Herkes bir şey söyledi: Kimisi “Eğitim...” dedi... Kimisi “Müstahak, çıkartırsak yine düşer, bırakın aklı başına gelsin” diye ekledi... Kimisi “Çıkmayacağına göre, ona yardım gıda paketi verelim, otursun oturduğu yerde, sesini kessin” önerisinde bulundu... Kimisi farklı teklif getirdi: “Ona aslında iyi bir noktada olduğunu söyleyelim... Önündeki kör kuyuyu göremeyip düştüğüne göre, ne halde olduğunu da anlamaz eşek...” * Sonunda.... Sonunda kuyunun başındakiler eşeği kurtarmanın zor olduğunu düşündüler... Eşekten vazgeçip üzerine toprak atarak kuyuyu doldurmaya karar verdiler..

SARKICI, BESTEKAR, OYUNCU, ÖĞRETMEN.

Resim
  SARKICI, BESTEKAR, OYUNCU, ÖĞRETMEN. Safiiye Ayla 14 Haziran1917, Kadırga, İstanbul doğumludur. doğumundan önce babası Abdullah Bey, üç yaşındayken ise annesi Seyyide Hanım yaşamlarını yitirdi. Kimsesiz kalan Safiye Ayla Sadabad Sarayı olarak inşa edilmiş Kağıthane'deki Çağlayan Darüleytamı'na bırakıldı ve ilkokulu bu kurumda bitirdi. I. dönem Bursa milletvekilliği yapan Şeyh Servet Efendi tarafından evlat edinildi ve Bursa Muallim Mektebi'ne kaydoldu. Okul yaşamı Bursa, Konya ve Adana’da çeşitli okullarda devam etti. Müziğe küçükken piyano çalarak başladı. Eyüp'te bir ilkokula yardımcı öğretmen olarak atandı. Bu dönemde Eyyubi Mustafa Efendi'den usul ve makam öğrendi. Yesari Asım ERSOY'dan müzik dersleri aldı. 1930 yılında ilk plağı SEVDA YARATAN GÖZLERİN ve BEKLEDİM DE GELMEDİN şarkıları kısa sürede şöhret oldu. HAFIZ AHMET IRSOY, SELAHATTİN PINAR, SAADETTİN KAYNAK ve UDİ NEVRES BEY'den dersler aldı. KÜÇÜKÇİFTLİK PARKI ve MULEN RUJ GAZİNOSU'nda as

Onun ölümsüz kahramanlar arasında olması için

Resim
  Bu köpeğin adı BALTO Onun ölümsüz kahramanlar arasında olması için doldurulmuş "tahnit" bir Sibirya Husky olan Balto, 1925 yılında 1050 kilometreyi 27 saatte kat etmesiyle ünlendi. Aslında sadece bu sürede bu mesafeyi kat etmesi değildi onu kahraman yapan. Zamana karşı yarıştı bu yolculuk. Alaska'da anti-dfteria serumu taşımakla görevli bir kızak köpek sürüsünün lideriydi. Normal posta ile yollama süresi hava şartları ve aktarım beklemeleri nedeniyle 25 gün olacaktı. Balto, kızakları sıfırın altında 40°C derecede çeken sürünün lideriydi. Bu süre içinde ilaçların yerine ulaşması nedeniyle pek çok çocuğun hayatını kurtardı. Difteri: Corynebacterium diphtheriae adlı mikroorganizmanın boğaz, burun,göz ve deriye yerleşmesiyle ortaya çıkan ciddi sonuçlara, ölümlere yol açabilen bir hastalıktır. Kişiler hastalığı geçirseler bile vücut tam koruyucu cevap oluşturmadığı için tekrar hastalanma riskleri mevcuttur.