John William Waterhouse – The Lady of Shalott, 1888
John William Waterhouse – The Lady of Shalott, 1888
Pek çoğumuzun aşina olduğu göz alıcı tablo “The Lady of Shalott” Waterhause’un ikonik eserlerinden. Tabloya baktığımızda ilk gördüğümüz şey uzun saçları ve beyaz elbisesi ile güzel ve hüzünlü Leydinin durgun bir su üzerinde kayığıyla ilerlemesi. Fakat yüzündeki ifadeye bakarsak olayın perde arkasının başka olduğunu farkedebiliyoruz. Leydimiz aslında ölümüne ilerliyor.
Viktorya dönemi ünlü şairlerinden Tennyson’un aynı isme sahip olan şiirinden esinlenerek yapmış olan John William Waterhouse’dan “The Lady of Shalott” (Shalott Leydisi),1888 senesinde yapılmış bir eser. Shalott Leydisi oldukça hüzünlü bir hikayeye sahip. Leydinin bir laneti var kulesinde yalnız kalması ve asla dış dünyayı görmemesi. Dış dünya ile tek iletişimi ise kulede bulunan bir ayna. Bir gün aynadan yakışıklı şövalyeyi görmesi ise onun ölüme giden yolculuğunun başlangıcı oluyor. Aynadan yansıyan görüntüye kafasını çeviremeyen Leydi ona bakmaya direnemiyor ve her şeyi göze alarak pencereye koşuyor bu esnada kırılan ayna ile laneti başlıyor. Leydi kulesini terk ediyor ve bir kayık ile şövalyenin peşinden gidiyor. Fakat lanetin bir sonucu var Leydi Camelot’a ve sadece bir yansıma ile gönlünü kaptırdığı Lancelot’a ulaşamadan trajik bir şekilde hayatını kaybediyor.
Pek çoğumuzun aşina olduğu göz alıcı tablo “The Lady of Shalott” Waterhause’un ikonik eserlerinden. Tabloya baktığımızda ilk gördüğümüz şey uzun saçları ve beyaz elbisesi ile güzel ve hüzünlü Leydinin durgun bir su üzerinde kayığıyla ilerlemesi. Fakat yüzündeki ifadeye bakarsak olayın perde arkasının başka olduğunu farkedebiliyoruz. Leydimiz aslında ölümüne ilerliyor.
Viktorya dönemi ünlü şairlerinden Tennyson’un aynı isme sahip olan şiirinden esinlenerek yapmış olan John William Waterhouse’dan “The Lady of Shalott” (Shalott Leydisi),1888 senesinde yapılmış bir eser. Shalott Leydisi oldukça hüzünlü bir hikayeye sahip. Leydinin bir laneti var kulesinde yalnız kalması ve asla dış dünyayı görmemesi. Dış dünya ile tek iletişimi ise kulede bulunan bir ayna. Bir gün aynadan yakışıklı şövalyeyi görmesi ise onun ölüme giden yolculuğunun başlangıcı oluyor. Aynadan yansıyan görüntüye kafasını çeviremeyen Leydi ona bakmaya direnemiyor ve her şeyi göze alarak pencereye koşuyor bu esnada kırılan ayna ile laneti başlıyor. Leydi kulesini terk ediyor ve bir kayık ile şövalyenin peşinden gidiyor. Fakat lanetin bir sonucu var Leydi Camelot’a ve sadece bir yansıma ile gönlünü kaptırdığı Lancelot’a ulaşamadan trajik bir şekilde hayatını kaybediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder